Tag Archives: aile olmak

Öniz’in Gebelik Günlüğü 14. ve 15. Haftalar

Standard

11205013_927410313978555_3396149519377726836_n

DÜĞÜN DERNEK ZAMANI (14.HAFTA)

Geçen hafta doğum günü telaşındayken bu haftada düğün telaşındayız. Sevgili kuzenim evleniyor. Kızların doğdukları gün bellidir gidecekleri aslında, sadece kızlar için değil erkekler içinde konu aynı bir gün evden çıkıp kendi yuvalarını açma.

Böyle olaylar bana hep bir gün kızımında yaşayacağı zamanları düşündürür biraz hüzünlenir çokça sevinirim. Çünkü gelinler ve damatlar o kapıdan hep mutlu ayrılır.

Hayaller, umutlar da anneliğe dahil.

Cuma günü kınamız vardı. İlkimnazı babasına bıraktım. Zaten erken yatacağı için sorun olmadı. Bende özgürlüğün tadını çıkardım pistten inmedim 🙂 Ne kadar olsa çocuklu olunca her an onun peşinde koşturmayla geçiyor. Her şey gayet iyiydi.

10857729_927566390629614_1090102855481210728_n (1)

Sırada Pazar günü düğün vardı. Tabi ki tam kadro gideceğimiz için bir araba sadece İlkimnaz’ın kıyafeti,hırkası, ayakkabısı falan…Çok düşünmüştüm düğüne ne giyeceğim diye normalden biraz daha büyük göbeğim için olan kıyafetlerimden çoğundan çıkıyordu. Ama sonra döndüm dedim ki “ben zaten hamileyim bunda saklayacak ne var”. Bu göbişin çıkması normal. Tabı siz benim bu kadar net yazdığıma bakmayın üç gün eşimle evdeki ve çevredekilerin bütün abiyeleri denendi her seferinde bu dar, bunda çok çıktı ne şişmişim, otur ağla bölümüyle geçti. Sonunda eşim cinnet geçirmeden atlattık.

O düğünlerde  bekarken hep “çocuklarınızı pistten alın” cümlesine sinir olurdum oysa ki şimdi benim için geçerliydi. Tüm aile ilkimnaz’ın peşinde koşturdu. Tam gidecekken kucakta uyuyakalan bir bebeyle sağ salim hasarsız atlattık. Kızımızı verdik ve gayet mutluydu.

Herkes bana “nasılsın, nasıl gidiyor hamilelik” dedikçe bende İlkimnaz’dan pek fırsat kalmıyor dedim. Gerçekten de öyleydi. Günün koşuşturması içinde oturduğum anlar fırsat buldum miniğime daha hareketlerini de hissetmediğim için rahattık biz bu hafta.

Pazar günü anneler günüydü ayrıca bizim küçük ailemiz hep birlikte güzel bir kahvaltı ettik açık havada. Kızım yanımda miniğim karnımdayken anneler gününü kutladım. Seneye üçümüz beraber inşallah.

FARK ETTİM Kİ YORULMUŞUM (15.HAFTA)

11026132_925684410817812_1903457309759140781_n

Genel de çok yorulmam. Yorulup ta “ayyy hamileyim yatayım” demem ama bu iki haftanın ardından sabah olup her şey bitince baktım ki yataktan kalkasım yok. Ben fark etmeden baya yorulmuşum. Vücutta işler güçler bitti diye salmış kendini.

Doktorum hep yavaş dinlene dinlene yap derken ben hep aman bitsin hallolsun deyip molasız soluk soluğa bitireyim işleri sonra tabi pert. Bu benim alışkanlığım, yapacak işim orada beni beklerken ben bir dinleneyim demem, diyemem açıkçası içim içimi yer.

Bu hafta bol bol dinlendim ev temiz yapılacak iş yok akşama bir tek yemek derdi. Biz İzmir’de baharı çok yaşamayız hemen yaz gelir tüm sıcaklığıyla. Bir kaç kere zorunda kaldığımız için yakın mesafedeki markete gitme gafletine düştük İlkimnaz’la saatte 4 falan yandık kavrulduk dedik biz evde iyiyiz. Ohhh serin serin.

11038390_916030678449852_8346790157608421402_n

Havalar sıcak iyice buda bir insanın ve bir hamilenin daha çok su içme ihtiyacını getiriyor. Bende tabii bol bol içiyorum. Tabii yazın sevdiğim yönlerinden biri de meyve. Bollaşıyor bende yaz meyvelerini çok seviyorum. Erik,,kiraz,çilek,karpuz… Pazara çıkıyoruz her hafta taze taze alıyorum hepsinden, hem kızım yesin hem ben. Öğlenleri karpuz peynir ekmek ohhh mis. Bol Bol su ve meyve takviye yapıyorum bu aralar.

Bu hafta artık İlkımnaz da kardeş fikrini benimsedi. Bütün kontrollerimize hep birlikte gidiyoruz. Bu yüzden bu hafta sabah kulelerinden birini aldı karnımı açtı üzerinde gezdirdi. Doktorumuz da bu konuda çok hassas. Ona her seferinde kardeşi olacağını, gelip kardeşinin kalp sesini dinletiyor “bak abla abla diyor” diyor, “bak kardeşin burada bu gözü” diye anlatıyor tek tek tabii ki uzman olmadığım için onun ne kadar anladığını neler hissettiğini bilmiyorum. Umarım ilerleyen zamanlarda da bu şekilde devam eder. Tatilleri bitirip miniğimizin cinsiyetini de öğrenip artık yavaş yavaş hazırlıklara başlayacağız. Belki bir taşınma olacak. Miniğimizin odası ve kıyafetleri hazırlanacak.

Haftaya eşim yıllık izne çıkıyor. Annemin yanına ürkmeze gideceğiz. Deniz yanı. Tabii doktor kontrolümüzde var. Miniğimizin cinsiyeti hakkında bir fikrimiz olacak artık.

Ve deniz, güneş benim için nelere dikkat etmem gerek onları öğrenip tatile çıkacağım…

Öniz İşbilen

Öniz’in Gebelik Günlüğü 11/12/13. Haftalar

Standard

11.HAFTADAN  MERHABA

Haftalar haftaları kovalarken günler uzarken havalar ısınmışken göbeğim büyümeye devam ediyor. Malumunuz geçen haftayı gayet sulu geçirdikten sonra bu hafta haftalık kontrolümüz için doktorumuzun yolunu tuttuk ailecek. Her zamanki gibi yine rutin olarak kilo ve tansiyon ölçümlerim yapıldı. Bir kilo daha vermişim. Bu hamilelikler bana yarıyor, her seferinde kendi kilomdan veriyorum. Tansiyonda gayet normaldi. Ultrasona geldi sıra bu hafta daha detaylı bir ultrason incelemesi olacaktı. Çünkü miniğimizin artık organları tamamen oluşmuştu. Artık yüzünü de görebilecektim. Hamile yada anne olmayan birine iki eli iki ayağı, bak beyin çizgisi var, cümleleri çoğu zaman komik ve gereksiz gelir ama bizler için bunları duymak derin bir rahatlamaya dönüşür. Miniğimizin ellerini, ayaklarını, başını, burnunu gördük. Hokka burunlum benim 🙂 Veee eşimin her zamanki gibi merakla doktorumuza bakıp, cinsiyet sorusunun cevabını bekleyişi. Tabi ki doktorumuz her zaman ki gibi daha erken olduğunu ancak içine doğanı bizimle paylaştı, tam olarak cinsiyeti öğrenmemiz 17. haftada olacak. 11.ve 14. Haftalar arasında yapılan ikili tarama testimizde yapıldı.Toplumda ense kalınlığı testi olarakta bilinir. Bu testin amacı bazı fetal anormalliklerin örneğim; down sendromu olma riskini hesaplar. Bunun için detaylı bir ultrasonagorafik inceleme ve anneden alınan kan örneği yeterlidir. Bir hafta sonra sonucu alabilirsiniz. Hazır kan verirken doktorumun isteği üzerine kan ve idrar verdik yine. Bu hafta ilacımız da değişti doktorum benim için vitamin ve minerallerden oluşan DECAVİT PRONATAL verdi. Sabahları tok karnına bir adet.Bir sonra ki kontrolümüz bir ay sonra. Tabi ki bu zaman zarfında inşallah kötü herhangi bir şey olmazsa. Haftaya ikili tarama testimin sonucu ve çok merak edilen hamilelerde saç boyamayla ilgili bir yazı sizleri bekliyor olacak.

HAMİLEYSEK PASPAL MI GEZELİM YANİ (12.hafta) 1779_484595581593366_1678279980_n

Aslında ne zordur bir bilseniz şu hamilelerin işi. Karnınız şişmekte sivilceler yüzünüzde şişen ayaklar eller dibi çıkmış saclar… Hamileyken en çok merak edilen sorular arasındadır bakım aslında. Her hamile daha güzel hissetmek ister. Zaten bir bebeği taşıdığınız için yeterince güzelsinizdir, ama yinede o öz güven, o aynaya baktığında görüntüden hoşnutluk var ya o başkadır. En çok sorulanlardan biride saç boyamadır. Ne yazık ki günümüzde öyle çok yok doğal saç renkli. Hamilelikle birlikte dipler çıkmaya başlar aynaya baktıkça rahatsız olursunuz. Peki nedir bu sorunun cevabı. Tabi ki kişide kişiye değişir. Ama değişmeyecek bir şey 12 haftadan önce saç boyanmaz. 65236_509244522461805_941442588_n Peki ya sonra? Ben kızımda yaptığım ve şimdi ki hamileliğimde de uygulayacağım doktorum ve kuaförüm tarafından onaylanmış bir yöntemi size anlatacağım. Benim asıl saç rengim kumral ama genelde saç rengim sarıdır. Doğal olarak dipler çıktıkça hoş bir görüntü olmuyor. Bu yüzden 12 haftadan sonra diplerimi ellemeden, boya sürmeden kalan saçlarımı kendi dip rengine yani kendi saçımın rengine boyatmaya başladım. Tabı ki bu en başta o kötü dip rengini kapattı. Sonrasında diplere boya değmediği için bebeğe de en az zarar verdi. Tabi ki boyanın da bitkisel olması önemli. Böyle bir yöntemle gayet mutlu oldum. Tabi ki bu benim yöntemimdi ve sizlere önerim en doğru karar sizindir. Gelelim miniğimize, artık boyumuz 57 santim ve 7 gram ağırlığındayız. Daha rahat geçiyor günlerim bulantılarım azaldı. Ama şimdi de baş ağrılarım olmaya başladı tabi ki bunlar hamileliğe bağlı ağrılar. Bu hafta artık miniğimiz yutmayı öğrendi arada hıçkırık tutuyor. Ve parmak da emmeye başladı. Bu haftalar bizim için gayet hızlı ve hareketli geçiyor. Kızımızın iki yaş doğum günü hazırlıkları, kuzenimin düğün telaşı… Zaman hızla geçiyor miniğimizin hayaliyle her geçen gün daha da heyecanlanıyoruz. Ve onu sabırsızlıkla bekliyoruz…

BİRAZ NEFES ALMA VAKTİ GELMİŞSE (13.hafta)

Dolu dolu geçen, bol hareketli, mutlu, temizlikle iç içe bir haftayı daha geride bıraktım. Kızımın doğum günü telaşı, evdeki temizlik, kuzenimin yaklaşan düğünü… 11062864_924018477651072_7767999889025360933_n Normalde 22 mayıs olan kızımın doğum gününü 2 mayısa aldık. Hem 3 günlük tatil hem babaannenin ve amcanın şehir dışından gelmesi için dedemizin gemiye gitmeden yanımızda olması için. Amaç başta 2 yaş için fotoğraf çekimiydi ama hazır bu kadar hazırlanmışken evde de küçük aile arasında kutlama yapalım dedik. Demese miydik gibi olmadım değil aslında. Çünkü hazırlıklar, temizlik, yemekler…. Hem bir çocuklu hemde hamile bir anne için zor oluyor. Ama tabi ki ben hamileyim yapamam edemem diyenlerden olmadım. Allah büyük dert hastalık vermedikten sonra her şeyin üstesinden gelinebilir. Tabi ki günün sonunda her şeyi kendinizin başarmasının haklı gururunu yaşamak var. Bir hafta öncesinden başladım listelere neler alınacak yapılacak…. Önce evin parkeden perdeye her yerini temizlemek şart. Misafir gelecek. Hemde kayınvalide öyle olur mu. Hamilesin sen demesine bakmadan eşimin onunda sonsuz yardımlarıyla her gün bir oda planıyla ev temizliği bitti. Sıra geldi doğum günü hazırlıklarına. Elbisemiz vardı altına ayakkabı ve çorap aldık kızım için ona uygun eşimin ve benim .elbise ve gömlek kombinleri oldu. Doğum günü için magnet, hediye çikolatalar, peçete sargısı, kürdanlık gibi küçük ama şık ayrıntılar tasarlandı ve siparişi verildi. Pastamız ve muffınlerimiz için çok sevdiğim işine güvendiğim bir arkadaşım kızım için özel pasta ve muffınler hazırladı. Bunları fotoğraf çekiminde de kullandık. Yanında da babaannemizin yaptığı küçük ikramlar. Doğum günü önce ailecek hep birlikte fotoğraf çekimimizi yaptık sonrasında da evdeki kutlamamız. Her şey çok güzel oldu. Günün sonunda mutfakta eşimle oldu ya çok ta güzel oldu dedik. Demek ki neymiş insan planlı programlı ve isleri doktorumun da hep dediği gibi yavaş yavaş çok sık dinlenerek yaparsak altından kalkamayacağımız şey yok. Günün sonunda övgüleri almakta benim için motive kaynağı oldu. Bekleyin beni sırada miniğim için baby shower var 🙂 Tabi ki temizlikte atlanmaması gereken normalde de çok dikkat etmemiz gereken kurallar var. Kimyasal maddeler bebeğiniz için toksit etkili olabilir. Bunun için havalandırma önemlidir. Temizlik yaparken asla klorak gibi maddeler başka maddelerle karıştırılmamalı ve solunulmamalıdır. Mutlaka temizlik yaptığınız yeri havalandırmalısınız. Sık sık oturup dinlenmelisiniz. Sandalye merdiven gibi düşme riski yüksek yerlere tek çıkmamalısınız ama benim gibi tez canlıysanız kendinizi mutlaka sağlama almalısınız. Kaş yaparken göz çıkmasın sonra. Bu hafta ayrıca birde kuzenimin düğünü var. Eskiden olan hiç bir elbisem şuan göbeğim yüzünden olmuyor. Bu göbişi sığdırma çalışmaları ve ayrıcada şık görünme çabaları içindeyim. Bakalım ne giymişim ne almışım nasıl bir çözüm bulmuşum sizlerle haftaya paylaşırım. Hamilelik nasıl gidiyor derseniz böyle bir haftaya rağmen gayet iyiyiz. Miniğim bu süreçte beni hiç zorlamadı. Zaten 13.hafta itibariyle genelde hamileliğin en güzel zamanı derler. 10923325_924723420913911_8668950133935292360_n Bu haftalarda herkes yediklerime dikkat kesilir oldu. Malum herkeste bir cinsiyet merakı. Tahminler rüyada görmeler başladı. Eşim ve kayınvalidemin tahminleri var. Bende merak ediyorum tabi ki ama benim içime doğan yada gördüğüm bir rüya yok en iyi cevap doktorumun cevabı bunun için 18 mayısı bekliyoruz. Geçen sefer kızım için kuzenlerimle hıdrellezde dilek dilemiştik. Doktor kontrolümüzde totem yapmıştık. Ve sonuç istediğimiz gibi olmuştu. Bakalım bu sefer neler olacak…

Öniz İşbilen

Öniz’in Gebelik Günlüğü 10. Hafta

Standard

onizin gebelik gunlugu_10_2

BOL SULU BİR HAFTA

Bu hafta kadar su içtiğim bir zaman yok bence, 28 yıllık hayatımda. Evin her yeri bardak, sürahi, pet şişe. 10907_907222372664016_6901401215290570205_n Geçen gün yatakta uyandım bir ıslaklık Tanrım dedim olamaz altıma mı kaçırdım bu kadar mı erken diye sonra kalktım yataktan bir de ne göreyim pet şişe açılmış. Artık yatakta üç kişi yatıyoruz aramızda bir pet şişe var. Su hayattır doğru ama sonuçta birde her saat tuvalet bölümü var işin içinde. Bu kadar sulu muhabbet yeter bence de. “Bakalım haftaya doktora gittiğimizde göreceğiz ne kadar içmişsin” diyor eşim biraz tehditkar. Bakalım… 10.haftadayız hamileliğimin dörtte biri gitti bile. Bu hafta kepçe kulaklarda oluşmaya başladı. Neden mi öyle dedim,her ne kadar kimseye kabul ettiremezsem de bende de ilkimnaz’da da biraz kepçelik var. Bakalım bu nasıl olacak. Artık miniğim tamamen hareket ediyor. Tabi benim hissetmem için biraz daha vakit var. Artık doktor da ne kadar hareketli göreceğiz. İlkimnaz’da her hafta ultrasona girerdim. Bir ara eşime eve ultrason alalım demeye bile başlamıştım. Sonuçta onu görmediğim ve daha hissedemediğim için merak etmem normal. Onun kalp atışını dinlemek beni öyle rahatlatıyor ki, her seferinde ilk defa duymuşum gibi. Şimdi ikinci hamilelik olduğu için tabii ki daha iyi biliyorum bir çok şeyi, hafta hafta gelişimini, neler yaşayacağımı yada onda ne gibi gelişimler olduğunu. Bu hafta gezdim biraz da olsa. Bol su içmenin ödülü. Ailecek pikniğe gittik pazar günü. Deniz kenarında güze bir kahvaltı,temiz hava, akşamda mangal keyfi. İştahım da iyiydi temiz hava yaradı sanırım. Bol güneş ve temiz hava aldım. İlkimnaz’da çimlerde bir oyana bir bu yana koşturdu durdu. Babasıyla koşturup top oynadılar. Bu piknik, temiz hava ve bol güneş bize çok iyi geldi. Havalar müsaade ettikçe biz her hafta piknikteyiz. Hamilelerin bol güneş temiz hava almaları gerekli. Özellikle normal doğum düşünüyorsanız yürüyüşler, egzersizler, pilates gibi birçok seçenek var önünüzde. Tabii ki uzman birilerine ve doktorunuza danışarak. IMG-20150407-WA0000 Bu hafta blog ayrıcalığıyla daha İnternet’e  düşmemiş göbiş fotosu paylaşıyorum sizlerle. Görünce sizde kocaman diyeceksiniz eminim. İşte şimdiden böyleyse 40.haftada herkesin yaklaşmaya ve dokunmaya korkar olduğu her an patlayacak gibi olan bir göbişim olacak. İnşallah o günleri de sizlerle paylaşırım ve miniğimi sağlıkla kucağıma alırım. Haftaya doktor kontrolümüz var ve 11.14. haftalarda yapılan ikili tarama testim var. Bunlarla ilgili yazıyı merakla bekleyin…

Öniz İşbilen

İkinci Çocuk Sorunsalı

Standard

hamile_bebek_ikinci_cocuk

Evlendikten sonra ilk çocuğu yapmaya karar vermek benim için çok kolaydı. Evlendikten sonra her şey normale dönünce insan hayatında bir eksiklik hissediyor. Birbirini seven iki kişi evleniyor, erkek her sabah işe gidiyor, kadın eğer çalışmıyorsa tüm gün evde televizyon başında vakit öldürüyor ve temizlik yapıp kocasının gelmesini bekliyor. Koca işten gelince kısa süreli bir sohbet, yemek faslı, yemekten sonra televizyon izlemeye devam…

Hayatın monotonluğundan kurtulmak için çocuk yapmaya karar veriyoruz, bu bir gerçek. Çocuk bir nimettir ve bir eve neşe katan tek varlık…

“Hayatımızda bir şey eksik” diyorsanız ve eğer çok gezen, çok sosyal bir çift değilseniz, hayatı zevkli hale getirmenin tek yolu —doğumdan sonraki 40 günü saymazsak—çocuk sahibi olmaktır.

Karar verildi. Aşkı pekiştirecek, eve neşe katacak minik artık gelmeliydi… Böylelikle ilk çocuk, biraz heves, biraz özlem, biraz da hayatı renklendirmek amacıyla çiftlerin ortak kararıyla dünyaya getirildi.

176868555-thinkstock-hamile-anne-ikinci-cocuk

Gelelim ikinci çocuk sorunsalına…

İlk çocuk ne denli bir merakla yapılmaya karar veriliyorsa, ikinci çocuk kararı da öyle alınıyor diye düşünüyorum. İlk kez çocuk sahibi olan bir ebeveyn bir anda yeni bir hayata başlıyor ve tecrübesizlik nedeniyle çocuğunu büyütmenin tadını çıkaramıyor. İşin içinde bir de bebek özlemi var tabii; yukarıda da bahsettiğim gibi ilk bebeğin heyecanını ve mutluluğunu nasıl büyüteceğim korkusuyla doya doya yaşayamayan aileler ikinci çocuğa bu sebeplerden dolayı karar veriyor…

Değişmeyen tek şey ise şu ki, ilk çocuk da olsa ikinci çocuk da olsa sevgileri hep aynı kalıyor. Ne birini diğerinden fazla ne de diğerini birinden az seviyorsunuz. Özlemini çeken, evlat hasretiyle yanıp tutuşan herkesin bu duyguyu yaşaması dileğiyle…

Sevgiler!

Öniz’in Gebelik Günlüğü 9. Hafta

Standard

“Öniz’in gebelik günlüğünde 9. haftaya geldik. Annemiz geçen hafta domuz gribine yakalanmış ve zor bir dönemden geçmiş ama ailesinin yardımıyla çabuk atlatmıştı. Şimdi annede bebekte gayet sağlıklı. Bakalım bu hafta neler olmuş…”

onizin gebelik gunlugu_9_2

İKİ AY’I DEVİRDİYSEK

9.haftayı bitirmenin haklı gururu içindeyim.Zor günlerden bugünlere geldim.Ne dramatik bir giriş oldu yaaa….

Geçen hafta beni esir alan domuz gribine teslim olup soluğu ana ocağında aldık. Orada da bir hafta kaldık.İnsanın anne babasının her an yanında ve destek olması ne büyük nimet.Babamla telefon konuşmamız sırasında ama domuz gribiyim ya size de geçerse demiştim oda hemen geliyorsunuz deyip telefonu kapatmıştı.Sabah düştük tabi yollara.Onlar ilkimnaz la ilgilenirken bende bol bol uyudum dinlendim.Bir haftanın sonunda doktor kontrolleri için eve döndük.

Önce grip beni terk etmiş mi diye kontrole gittik.Şükür ki kimseye bulaşmadan beni bırakmış.Benden daha iyisini bulmuş olmalı.Oda haklı 20 gün az değil. Ne ateşli günler yaşadık beraber bir bilseniz….

Sonrasında hem dokuzuncu hafta hemde kontrolümüz için doktorumuza gittik.

Öncelikle bu hafta anne ve bebekte olan değişimler gelişmelerden başlamak istiyorum.

Artık o bir embriyo değil fetus olarak adlandırılıyor.Artık neredeyse insan görüntüsünü yakaladı.Kafası kolları bacakları….Cinsiyeti de oluşuyor ancak daha öğrenmek için biraz daha vaktimiz var.

Bende mi neler oluyor? Hafif kasık ağrıları,duygusal değişimler bu haftalarda çok yoğun yaşanıyor.Bir bakmışınız komedi filminde yaşlar akıyor.Eşim hadi hadi ağla diye dalga geçiyor. Ne yapalım hamilelik hormonları.

Her şey normaldi.Ama suyum azalmıştı.Zaten bu hafta sürekli “müzisyenanne” hikayesini okuyup kafamda kurmuştum.Doktorum su der demez hemen başladı gözyaşlarım akmaya.Tabii ki korkulacak kadar değildi durum ama gribe bağlı olarak suyum azalmıştı.Bunun için doktorum biraz daha dinlenme ve su takviyesi önerdi.Bunun dışında her şey yolundaydı.Miniğim gayet iyiydi.

Anneyseniz eğer her zaman endişe, merak, korku sizi bırakmaz her konuda.Ama önemli olan bunları belli bir düzeyde tutabilmek benimde hastalığımla birlikte birkaç korkulu rüya gördüm.

İlkimnaz beni bu zamanda çok zorladı.Zaten sorun olan yemek iyice sıfıra indi.Sadece ölmeyecek kadar yedi bu hafta. Anneannede olması,benim hasta olmam bunu tetikledi.Eve geldiğimizde durum biraz daha düzeldi sayılır.

Şimdi bol bol su içme zamanı.Eşim evin her yerine notlar sürahiler,bardaklar bırakıyor.Durum ciddi ama yinede bir çok duruma göre buna da şükür diyoruz.

HAFTAYA GÖRÜŞMEK ÜZERE…

Öniz İşbilen

Öniz’in Gebelik Günlüğü 6. Hafta

Standard

onizin gebelik gunlugu

Daha önce size bir gebelik macerasına ortak olacağız demiş ve tanıtım yazısıyla giriş yapmıştık. Bugün gebeliğinin 6. haftasıyla tekrar sizlerleyiz. Bakalım annemizi neler bekliyor 🙂

YİNE, YENİDEN HAMİLELİK MACERAM

Merhaba tanışmamızdan sonra sıra geldi hamilelik serüvenimi sizlerle paylaşmaya…

6.HAFTA

Her hamilelik farklı olur derler ya işte bunu kendim tecrübe edeceğim. Öncelikle doktorumdan başlamak istiyorum, çünkü anneye düşen işin yarısı da doktora düşer. Doktorunuza güvenmeniz,inanmanız ve sevmeniz gerekir. İlerleyen zamanlarda sizin yol göstericiniz odur çünkü bu yolda. Benim doktorum BÜLENT TURGUT AY. Onunla tanışmam kızımın hamilelik zamanı yaklaşık 10 tane doktora gitmiş, memnun kalmamış,açıkçası hiçbiri içime sinmemişti. Kuzenimin vasıtasıyla randevu alıp muayeneye gittim. Konuştuk,tanıştık ve çıkınca “işte bu” dedim. Sorunsuz 9 ayı devirip sezaryenle kızıma kavuştum. Doktorum hamilelik ve doğum sonrası hep yanımdaydı hiçbir zaman ulaşamamışlığım olmadı, en kuşkulu, korkulu anlarımda sakince beni dinleyip anlattı.

Zaman geçmişti. Tekrar hamileydim. Aramaya başladım… Hastanesi değişmişti, randevu alıp gittik ilk gün ki gibi karşıladı beni. Benimle sevindi  yine.

Nelerden bahsettik peki? Başta benim mide bulantılarımdı konu bunun için bana tamamen bitkisel ve vitamin destekli Premesis Tablet önerdi. Kızımın hamileliğinde 5 ay kusmuş hamileliğim boyunca kilo almamış Emedur un bile etkisiz kaldığı bir hamilelik geçirmiştim. Ayrıca tecrübelerim sonucu beyaz leblebi,salatalık,tuzlu kraker,ayranın en azından biraz olsun midemi sakinleştirdiğini söyleyebilirim. Kan ve idrar testleri istedi. Az ve sık yemek yemeliydim. Canım ne istiyorsa yemeliydim zaten yediğim iki üç lokmayı geçmiyor. Sağolsun eşim her an “ne yemek istersin” diye peşimde dolaşıyor.

11034183_888128244573429_2264543052425495316_n

Ve artık miniğimi görmenin vakti gelmişti. Ekranda belirdiğinde doktorum yavaş yavaş büyütmeye başladığında benimde kalp atışlarım hızlanıyor, gözlerimi ekrandan ayıramıyordum. Kesemin durumuna,kanama riskine,gebeliğin tek yada çift olup olmadığına baktı. Bir yandan da bana anlatıyordu. Evet çok tanıdıktı bunlar ama benim içimdeki heyecan başkaydı.

Onun kalp atışlarını duymaya gelmişti sıra. Nefes alamıyordum heyecandan. Kulaklarım bir saniyesi kaçırmamak için çırpınıyordu. Onu görmüş kalp atışlarını duymuş,her şeyin normal olduğunu öğrenip derin bir nefes almıştım…

7. haftada görüşmek dileğiyle 🙂

Öniz İşbilen

Anıl’ın Doğum Hikayesi

Standard

DSC_3427

Doğum…

Aslında o kadar çok şey yazabilirim bu konuda nereden başlasam anlatsam bilmiyorum hala,eminim herkesin doğum hikayesi böyledir bende biraz değişik oldu bu durum ben hamile olduğumu öğrendiğim gün sevinç çığlıkları atarken birden iyi de ben nasıl doğuracağım diye bir korku düşmüştü içime..

Cumartesi gününden sonra çok değişik bir psikoloji içerisine girdim hem çok heyecanlı hemde çok korkuyorum saat o kadar hızlı ilerliyor ki ne hissedeceğimi bilemiyorum bir yandan çok seviniyorum oğlum geliyor bir yandan korkuyorum..

Pazar günü erkenden uyandım artık 24 saati geriye saymaya başladık bana iyi gelir düşüncesiyle dışarı çıktık kahvaltı alışveriş derken saat 17:00 olmuştu bile yüzümdeki tedirginlik ifadesi giderek artmaya başladı ve engelde olamıyorum Murat beni ikna edecek sakinleştirecek şeyler söylüyor tüm sıkıntıların bitecek çünkü son günlerde uyuyamamak sürekli sıkıştım hissiyle lavaboya gitmek kalkamamak,Murat sürekli sırtımdan destekliyor kalkabilmem için ayaklarım o kadar şiş ki artık masajda iyi gelmiyor..

19:00 gibi evimize döndük gece annemler de gelecek sabah hastaneye birlikte gideceğiz son hazırlıklarımızı daha doğrusu kontrollerimizi yapıyoruz bense hala zaman dursun isteğini içimden atamıyorum, saat 23:00 gibi annemler geldi çok gerginim her şeye bağırıyorum hatta kalplerini kırıyorum beni sakinleştirmeye çalışıyorlar içime birden gelen acaba gitmesem mi hastaneye tabi bunu söyleyemiyorum 🙂 artık uyumam lazım 07:30’da hastaneye giriş yapacağız ama hiç uykum yok ameliyathaneyi çıkaramıyorum aklımdan derken 04:00 gibi uyumuşum 06:10’da Murat seslendi artık uyanma ve hazırlanma vaktiydi endişe ve sevinci bir arada yaşıyorum birazdan oğlum kollarımda olacak ama doğum anını aklımdan çıkaramıyorum hep bir hayal kafamda neyse 07:40’ta hastaneye giriş yaptık odamıza yerleştik o arada hemşireler geliyor sorular soruyor ve en korktuğum ameliyat kıyafetini veriyor giyinmemi rica ediyor lavaboya girip onu tek başıma nasıl giydiğimi hala hatırlamıyorum 🙂 o esnada sevgili doktorum Şenay Aycan geliyor onu görünce biraz daha rahatlıyorum ve gene acımayacak değil mi sorusunu soruyorum bana tekrar anlatıyor tam sohbet ettiğimiz esnada bir görevli gelip ameliyathane hazır alabiliriz diyor saat 08:15..

Doktorum bana 09:00 a randevu vermişti bazen ameliyathane müsait olmayabiliyor en geç 09:30’da başlamış oluruz demişti daha çok erkendi bana göre Şenay hanım beni sakinleştirerek ikna etti sedyeye yattım o sırada epidural esnasında yanımda olamayacağını ancak dışarıdan bana bakacağını söyledi biraz korktum hastane personeli beni götürmeye başladı Murat asansöre kadar yanımda geldi artık vedalaşma vaktiydi asansörde hemşireler beni yatıştırmaya çalışıyor onlara da çok korktuğumu anlatıyorum derken çok soğuk bir oda ameliyathaneye girdim artık anestezist ve epidural uzmanı yanıma geldi sohbet etmeye başladık Epidural uzmanı ne yapacağını anlatmaya başladı sedyeden ameliyat masasına alındım ve oturmam rica edildi ağlamaklı bir ses tonuyla cevap veriyorum sorulan her şeye başlıyoruz dedi epidural uzmanı hiç kıpırdamamam gerektiği söyledi anestezi uzmanı omuzlarımdan tutarak bana sarıldı aslında hiç tanımasam da çok büyük bir güç hissediyorum o anda Şenay hanım söylediği gibi bana camdan bakıyor içim rahatlıyor resmen bir sıcaklık hissediyorum ve yatmamı istiyorlar yatıyorum ama uyuşmadı kesin diye düşünüyorum ben hissediyorum bacaklarımı diyorum espriler yapıyorlar evet tutmadı epidural ne yapacağız gibi onu bile ciddiye eşimi arayın gelip beni alsın diyorum :)) o esnada artık uyuşmuşum zaten yapılan testlere göre, sadece ayağını kaldır dediklerinde kaldırabilmem parmaklarımı hareket ettirebilmem beni çok şaşırtmıştı tamda korktuğum gibi uyuşmadığımı sanıyordum 🙂

Şenay hanım geldi başucuma oturdu biraz sohbet ettik sonra hadi başlayalım dedi hayır gitmeyin dedim el ele bir süre daha oturduk sonra vakit geldi artık başlamalıydık en korktuğum anlardan biri..

hatta evde yatağımda birçok kez denemesini yaptığım kollarımın bağlanmasına gelmişti sıra, evde bu anı hep denemiştim kollarım bağlı gibi olunca burnum kaşınıyordu:))

Hafif bir müzik çalıyor anestezist benimle sohbet ediyor daha bitmedi mi diyorum hayır biraz daha yolu var bebeğinin diyor fotoğrafçımız yanıma geliyor onu görünce biraz daha yatışıyorum fotoğraflarımı çekerken anestezist biraz daha gevşemem ve fotoğraflarımın güzel çıkması için boneyi çıkarıyor gülümseyerek fotoğraf çekiliyorum fotoğrafçımız gene yanımdan gidiyor ve bir süre sonra saat 09:01 bir ağlama sesi hayatta duyduğum en güzel ses geliyor evet Çağan doğmuştu artık çok merak ediyorum sağlığı iyi mi parmakları tam mı soruları soruyorum evet evet çok güzel bir bebek diyorlar mavi örtünün üstünden Çağanı görüyorum inanamıyorum o benim oğlum Çağanın o anki yüzünü herhalde ömrüm boyunca unutmayacağım sonra doktoru Çağanı hazırlayıp yanıma getiriyor teni pamuk gibi yanağıma dokunuyor çok güzel..

Çağan artık babasına doğru yola çıkıyor.

Anestezist doktorum artık uyutabiliriz, Anıl hanımın böyle bir talebi var diyor çünkü son muayenemiz de Çağanı gördükten sonra uyumak istediğimi söylemiştim Anestezist hayır uyumayacaksın bebeğinin sana ihtiyacı var zaten bitti çıkar çıkmaz bebeğini emzireceksin daha diyor ve ikna oluyorum sadece kolumu açın lütfen burnum çok kaşınıyor diyorum ve tamam ama elini sakın perdenin altına götürme diyor kapatma işlemi yapıldığı için elimi açtığında zaten rahatladığım için olduğu yerden kaldırmadım artık çok yorulmuştum uykum var gibi hissediyorum derken bitti beni diğer sedyeye alıp üzerime bir battaniye örttüler artık çıkmaya hazırım bir süre asansör yoğunluğu nedeniyle bekletildim çok heyecanlıyım derken odama çıkarmaya görevli geldi asansöre bindik ve kapı açıldığında kocamı,annemi,babamı,kardeşlerimi görmek bana çok iyi geldi gördünüz mü Çağanı ne güzel değil mi nerede şimdi diyorum odada diyorlar büyük anneannemiz (Murat’ın anneannesi) yanında yatağıma aldılar bebeğim yanımda kocam yanımda hayatımın en güzel anını yaşıyorum 9 ay hayal ettim bu anı ve şuan gerçek diyorum.

Yeni doğan hemşireleri geliyor emzirme tekniklerini tekrar anlatıp Çağanı kucağıma veriyorlar minik oğlum emmeyi bilemiyor,memeyi tutamıyor olacak hadi tekrar diyorlar ara ara memeyi yakalayabiliyor bu süreç biraz beni geriyor çünkü bebeğimi emzirmek benim için çok önemli bu sebeple sadece 1 gün hastanede kalmak isterken 2 gün kaldım 1.gün Çağan emmeyi bilemediği için gece yeni doğan katını ağlamalarımız ile inlettik bu esnada serum takılan damar yolunda sıkıntı oluyor diğer elime açtılar ondada aynı tıkanma olunca doktorumun da izniyle çıkardılar ve ilaç takviyesi almaya başladım çünkü tıkanan yolun açılması canımı çok yakıyordu Çağanın doktoru bizi kontrole geldiğinde durumu anlattık memeyi yakalamıyor diye Cengiz bey Çağanı dizlerinin üstüne çökmüş gibi bir pozisyonda tutarak memeyi tutturuyor hepimiz öyle şaşırdık biz elimizde tutamıyoruz o şekle nasıl girdi bu bebek nasıl tuttu derken artık emmeyi öğrendik ve evimize gidebiliriz 🙂

Çıkış anımızı sabırsızlıkla bekledim bu 2 günde evimi çok özlemiştim oğlumu rahat rahat kucaklamak istiyordum..

Bugün 30 Nisan bugüne kadar Çağan ile ilgilenmek emzirmek uyku düzeni derken elime ne telefon ne bilgisayar alabildim hayatımın en güzel günlerini yaşıyorum uykusuz gecelere hala alışamasam da çok mutluyum.

Benim doğum hikayem işte böyle vardığım sonuç o kadar zaman boşa korkmuşum doğum bir kadının başına gelen en güzel , mutlaka yaşanası bir duygu bugün olsa gene aynı anı yaşamak isterim

İyi ki doğdun oğlum iyi ki bizim oğlumuz oldun ve iyi ki bizi seçtin..

Seni çok seviyoruz

Anıl Yavuz

IMG_0674 IMG_2830 IMG_2863 IMG_2895 IMG_2913 DSC_3281

ÇOCUKLAR İÇİN KURAL-SINIR VE ÖDÜL-CEZA YÖNTEMLERİ

Standard

ceza3

Her anne babanın hedefi kurallara uyan, toplum içinde uygun davranışlar sergileyen çocuk yetiştirmektir. Bu nedenle çocuğa uyması için birçok kural konur; ama bu kuralların neden konduğu, kurallara ne şekilde uyulacağı, uyulmazsa karşılaşacağı yaptırımlar çoğunlukla açıkça belirtilmez. Buna rağmen kurala uymayan çocuk cezalandırılır. Çocuk neden dolayı ceza aldığını anlamazsa, ya da bu durum ona açıklanmazsa da cezaya karşı gelir ve davranış problemleri sergilemeye başlar.
İşte tüm bu yanlış anlamaları ortadan kaldırmak adına, çocuğa kural koyarken dikkat etmemiz gereken bazı noktalar vardır.
Uygulanacak kural aile bireyleri tarafından ortak belirlenmelidir.

Anne, baba ve diğer aile bireyleri kural koyma ve uygulama konusunda tutarlı olmalıdır.
Belirlenen kurala öncelikle kuralı koyan kişi uymalıdır. Örneğin çocuğa yatmadan önce dişlerini fırçalamasını söyleyen bir anne, bunu kendisi yapmıyorsa, çocuğun bu davranışı sergilemesi beklenemez. Çünkü çocuklar çoğunlukla model alarak öğrenirler.

Kurallara uyma düzenine göre verilecek ödüller titizlikle belirlenmelidir. Yapılan her olumlu davranıştan sonra ödül vermek, verilen ödülün değerini azaltır. Alkışlama, aferin deme, saçını okşama gibi sosyal ödüllerin sıkça verilmesinde bir sakınca yoktur. Ancak; yemeğe götürme, oyuncak alma gibi maddi ödüller sık sık verilmemeli, çocuğun bu ödülleri alması için zaman konulmalıdır. Örneğin bir hafta boyunca akşam yemeğinde sofraya oturup yemek yiyen bir çocuğu, hafta sonu yemeğe götürerek ödüllendirmek doğrudur; ama her akşam yemekten sonra ona çikolata vermek doğru değildir.

ceza

Ödül gibi cezalar da çok önemlidir. Uygun bir ödüllendirme modeli geliştirmiş bir aile, aslında cezaya pek ihtiyaç duymaz. Zaten mümkün olduğunca ceza kullanılmamalıdır. Yanlış yöntemlerle kullanılan cezanın olumsuz etkileri çocuktan uzun süre silinmez.

İlla ceza kullanılacaksa, cezanın sınırları iyi belirlenmelidir. Bir yasaklar tablosu oluşturulmalı, bu yasaklara uyulmadığı taktirde verilecek cezalar açıkça belirtilmeli ve uygulanmalıdır. Anne kendi verdiği cezayı affetmemeli, ya da annenin verdiği ceza baba tarafında kaldırılmamalıdır.

Çocuğa verilen cezalarda adaletli olmak da çok önemlidir. Çocuk yaptığı hatalı davranışın çok çok üstünde bir ceza ile karşılaşırsa hem adalet duygusu sarsılır hem de anne babasına karşı öfkesi artar.

Çocuğun davranışlarını sebepsizce sınırlamak da doğru değildir. Bu, özellikle küçük çocuklarda gözlenen bir durumdur. 1-3 yaş arasındaki çocuklar çevreyi keşfetme çabası içinde oldukları için, her şeye bakmak, her yere gitmek isterler. Genelde anne babalarda onların her yaptıklarına hayır yapma, alma, gitme gibi tepkiler verip, onları durdurmaya çalışırlar. Ama çoğu zaman bu çabaları işe yaramaz.

Hem anne baba hem de çocuk için yıpratıcı olan bu süreci yaşamak yerine, yaşı ne olursa olsun çocuğa yapmaması gereken davranışın nedenleri ve sonuçları açıklanmalıdır. Örneğin; ısrarla ocakta kaynayan tencereye bakmak isteyen çocuğu nedensiz olarak ocaktan uzaklaştırmak yerine, anne çocuğu kucağına alıp pişen yemeği göstermeli, böylece merakını gidermelidir. Ayrıca bunu kendi başına yapmaması gerektiğini özellikle vurgulamalı, her merak ettiğinde kendisinin ona yardımcı olacağını söyleyerek ona güven vermelidir.

Anne babalar çocuklarına özellikle sosyal davranışlar ile ilgili kural koyarlar. Birinden bir şey aldıklarında teşekkür etmeleri, yemekten sonra eline sağlık demeleri sıkı sıkı tembihlenir. Ama bazen anne babalar sıkıca tembihledikleri bu kurallara kendileri uymazlar. Çocuklar çok iyi gözlemcidir. Kendisine konulan kurala anne babasının uymadığını gören çocuk, hem bu kurala hem de bundan sonra konulacak diğer kurallara uymayacaktır. Kurallar sadece çocuklar için değil, anne babalar için de geçerli olmalıdır.

Kuralların sayısı ve içeriği de doğru belirlenmelidir. Kurallı aile olmak adına çocuk çok sıkılmamalıdır. Kuralsızlık kadar fazla kural koymak da doğru değildir.

Çocuğa konulan kurallar konusunda diğer aile bireyleri de bilgilendirilmelidir. Bu konuda özellikle büyük anne ve büyük babalar ile çatışmalar yaşanmaktadır. Bu çatışmaları en aza indirmek adına aile büyüklerine kurallar, ödül ve cezalar ile ilgili bilgi verilmeli; anne babalar ile tutarlı davranmaları konusunda uyarılmalıdır. Aksi halde çocuklar her bireye göre faklı davranış geliştirecek, onların tutum ve davranışlarını kendi lehlerine kullanacaklardır.

Bu durum ilerde çocuğun okul yaşantısını da olumsuz etkileyebilir. Evde farklı, okulda farklı davranışlar sergileyebilir, okul kurallarına uymakta zorlandığı için uyum ve davranış problemleri oluşabilir.

Şunun altını önemle çizmek gerekir. Kurallar sadece çocuklar için geçerli değildir. Aile içinde kural belirlemek ve uygulamak demokratik bir süreç olmalı, herkes için eşit ölçülerde uygulanmalıdır.
Sınırları doğru belirlendiği taktirde, çocukların da kural koymasına ve koyduğu kuralları denetlemesine fırsat verilmelidir. Bu, çocuğun sosyal gelişimi, kişilik ve öz güven gelişimi için oldukça önemlidir.

Emine Ergün

Çocuk Gelişimi Uzmanı

http://www.emineergun.com.tr

https://www.facebook.com/CGEUzmaniEmineErgun?fref=ts